“La Terre n’est qu’un seul pays.” (“Dünya tek bir ülkedir.”) — André Brugiroux
Dünyayı gezmek çoğumuzun hayali. Farklı kültürleri tanımak, yeni insanlarla tanışmak, bilinmeyen coğrafyaları keşfetmek… Peki ya birisi çıksa ve dese ki: “Ben dünyadaki tüm ülkeleri gezdim”? Üstelik bunu sırt çantasıyla, çoğu zaman cebinde sadece birkaç dolar varken yaptı… Tanıştıralım: André Brugiroux.
Bir Hayalin Peşinden: 1955’te Başlayan Yolculuk
1937 doğumlu Fransız gezgin André Brugiroux, 17 yaşındayken evinden ayrıldı. İlk yolculuğu Avrupa içindeydi ama onun aklında çok daha büyük bir hayal vardı: Dünyanın tamamını görmek. Bu hayal, sıradan bir seyahat tutkusundan öteydi. Brugiroux için dünya bir mozaikti, her taşını yakından görmek istiyordu.
O zamanlar ne internet vardı, ne Google Maps, ne de sosyal medya. Sadece bir pusula, harita ve bolca cesaret… Ve André, hepsiyle yola çıktı.
Otostopla 18 Yıl – 400.000 Kilometre
Brugiroux’un en çarpıcı macerası, 1955’ten 1973’e kadar süren 18 yıllık dünya turu. Bu sürede tam 400.000 kilometre yol kat etti. Seyahatlerinin büyük kısmını otostopla yaptı. Oteller yerine yerel halkın evlerinde kaldı, lokantalar yerine bazen aç kaldı. Ancak her gün, yeni bir deneyim demekti.
Para kazanmak için zaman zaman çevirmenlik, tarım işçiliği gibi işler yaptı. Maddi olarak zorlandı ama manen zenginleşti. Çünkü onun için en kıymetli şey, insanlarla kurduğu bağ ve öğrendiği hikâyelerdi.
Yolculuk Değil, Bir Felsefe
Brugiroux’un seyahat anlayışı, bir “turistik gezi”nin çok ötesinde. O, gezdiği ülkeleri sadece görmekle kalmadı; orada yaşamaya, o kültürün içine karışmaya çalıştı. Bu süreçte birçok farklı inançla, kültürle, yaşam biçimiyle tanıştı. Ve en sonunda, şu düşünceye ulaştı:
“Dünya aslında tek bir ülke, insanlar da onun vatandaşlarıdır.”
Bu düşünce, onu Bahá’í inancıyla tanıştırdı. Evrensel barış, birlik ve kardeşlik fikrine gönülden bağlandı.
Kitaplar ve Belgeseller: Tecrübeler Paylaşılmalı
André Brugiroux, seyahatlerini sadece kendine saklamadı. Gördüklerini, öğrendiklerini, yaşadıklarını kaleme aldı. En bilinen kitabı “La Terre n’est qu’un seul pays” (Türkçesi: “Dünya Tek Bir Ülkedir”), onun hem yaşam öyküsü hem de felsefesinin bir özeti.
Ayrıca “The Man Who Wanted to See It All” adlı belgeselde, hayatı detaylıca anlatılıyor. İzleyen herkesin içindeki gezgin ruhu harekete geçiren bu yapım, bir yolculuğun sadece fiziksel değil, aynı zamanda ruhsal da olabileceğini gösteriyor.
Yaş Sadece Bir Rakam
80 yaşına bastığında bile André Brugiroux yeni ülkeleri ziyaret etmeye devam ediyordu. Emekli olmayı hiçbir zaman düşünmedi, çünkü onun için gezmek bir meslek değil, bir yaşam biçimiydi. “Dünyayı tanımak için bir ömür yetmez,” diyordu.
Son Söz: Yol Açık, Dünya Senin
André Brugiroux’un hayatı hepimize bir şey söylüyor: Cesaretin varsa, dünya senin evindir. Seyahat etmek yalnızca bir yerden bir yere gitmek değil; anlam aramak, empati kurmak ve sınırların ötesine geçebilmektir.
Onun hikâyesi sadece bir gezginin değil, aynı zamanda bir düşünürün, bir barış elçisinin hikâyesidir.